31 Ocak 2012 Salı

Avrupa'da ara transfer döneminin ardından

Avrupa'da ara transfer dönemi hareketli geçti.Liglerde yaşanan transfer gelişmelerinin elimden geldiğince toparladım ve yazıya başladım.İlk olarak Avrupa'nın en iyi ligi yani İngiltere Premier Ligi ile başlıyorum.

Listeye baktığımız zaman lige bu sezon yeni çıkan takımlardan biri olan Queens Park Rangers'ın ismini sıkça görüyoruz.Kadrosuna kattığı oyuncularda görmezden gelinecek türden değil.Macheda(kiralık), Taiwo(kiralık),Cisse, Diakite(kiralık) ve Onuoha gibi tanınmış, yetenekli futbolcuları transfer etti.Bence bu transferler ligdeki rakiplerine gözdağı vermeye yeterli hatta abartılı.Adada en çok konuşulan ara transfer ise hepimiz bildiği gibi 2 aylığına onu o yapan kulübe dönen Thierry Henry.Diğer dikkat çeken transferlere baktığımızda Chelsea, Bolton'dan Gary Cahil'i kadrosuna katarken, Anelka'yı bedelsiz olarak Çin'e, Alex'i de 5 milyon euro karşılığında PSG'ye gönderdi.İngiltere'de ara transferde en fazla bonservisi 12 milyon euro ile Newcastle United kulübü Freiburg'dan Papiss Demba Cisse'yi alarak ödedi.

Gelelim İspanya La Liga'ya.İspanya'da ara transfer dönemi çok hareketli geçmedi diyebiliriz.Bomba transfer Reyes'in Sevilla'ya dönmesidir.Zaten, Reyes'in sene başından beri Atletico'dan ayrılmak istediğini biliyorduk.Böylece, Reyes eski kulübüne geri döndü.Sevilla, Reyes için Atletico'ya 3.5 milyon euro bonservis bedeli ödedi.Barcelona, Maxwell'i transfer canavarı PSG'ye gönderdi.PSG, Maxwell için Katalan ekibine 3.5 milyon euro ödedi.Dikkat çeken bir diğer transfer Carlos Kameni'nin bedelsiz olarak İspanya'nın City'si Malaga'ya transfer  
olması.İspanya'da ara transfer böyle geçildi.

Almanya Bundesliga'da ara transfere damgasını vuran takım Wolfsburg oldu.30 milyon euro'ya yakın bir alışveriş yapan Wolfsburg'un en pahalı transferi Zurich'ten 8.5 milyon euro bonservis bedeli karşılığında kadrosuna kattığı sol bek Ricardo Rodriguez.Geçen sezon Avrupa Ligi ön eleme turunda Fenerbahçe'nin eşleştiği PAOK'tan tanıdığımız Vieirinha'yı 4.5 milyon euro bonservis bedeliyle aldı Wolfsburg.Aynı zamanda gurbetçi oyuncularımızdan Tolga Ciğerci'yi sezon sonuna Borussia Mönchengladbach'a kiraladılar.Wolfsburg dışında dikkat çeken takım 12 milyon euro'luk bir satış yapan Freiburg.Stuttgart, bir zamanlar adı Galatasaray ile anılan Vedad İbisevic'i 5.5 milyon euro ödeyerek kadrosuna kattı.Kısaca Bundesliga'da ara transfer dönemi Wolfsburg'un egemenliği altında geçti.

Son olarak İtalya Serie A'ya bakalım.Çizmede en pahalı transfer Fiorentina ve Genoa kulüpleri arasında gerçekleşti.Gilardino 8 milyon euro transfer bedeliyle Genoa'ya transfer oldu.Juve, Amauri'yi 500 bin euro karşılığında Fiorentina'ya gönderdi.Inter, Internacional'den genç stoper Juan'ı 4 milyon euro karşılığında kadrosuna kattı.Milan, Tevez transferinin sonuca ulaşamamasıyla  Catania'nın golcüsü Maxi Lopez'i sezon sonuna kadar kiraladı.

Avrupa'nın büyük liglerinde ara transfer böyle geçildi.Ligimizde ara transfer bu gece son buluyor.Önümüzdeki günlerde ligimizdeki ara transfer dönemini de değerlendireceğim.

30 Ocak 2012 Pazartesi

Zorla galibiyet

Dün oynanan karşılaşmadan önce favori olan taraf tabi ki Fenerbahçe idi.Fenerbahçe, geçtiğimiz hafta Belediyespor'dan aldığı mağlubiyetin yaralarını bu maçta sarmak istiyordu.Rakibi ilk yarının flaş ekibi,fakat ikinci yarıda bırakın galibiyeti beraberlik bile alamayan Mersin İdman Yurdu.Karşılaşmaya beklendiği gibi ev sahibi takım olan Fenerbahçe hızlı başladı ve 8.dakikada eleştirilen santraforu Bienvenu ile golü buldu.39'da Stoch yine klasikleşen müthiş bir şutla fileleri havalandırdı.
İkinci yarıda Fenerbahçe doğru bir deyim kullanmak gerekirse oyundan düştü ve yarı alanına kapanarak rakibine oynaması için izin verdi.Mersin İdman Yurdu, devrenin hemen başlarında golü buldu.Fakat, bu seferde sahneye Fenerbahçe adına Volkan çıktı ve kritik kurtarışlara imza attı.İşte burada bir kez daha "büyük takım olmak" deyimini kullanmak gerektiğini düşünüyorum.Bir örnekle açıklıyorum; çok fazla değil 2-3 hafta önce Kadıköy'de oynanan Gaziantepspor maçında,Antep 1-0 öndeydi fakat bir yere kadar direndi.Geçen hafta İnönü'de aynı şekilde direndiler, fakat sonucu göremediler.Ama Fenerbahçe, ikinci yarıda sahada olmamasına rağmen bu maçı tecrübesiyle ve tabi ki biraz şansla kazanmayı bildi.
Dün sahada oynayan Fenerbahçe size neyi hatırlattı?Bana geçen sezonun ilk yarısını hatırlattı.Geçen sezonun ilk yarısında Fenerbahçe, maçların ilk devrelerinde sahada esip gürlüyordu.Fakat maçın ikinci yarısında o takımdan hiçbir eser kalmıyor ve çoğu maçı ellerinde tutamıyorlardı.Ligin ikinci yarısında bu problemi ağır kondisyon idmanlarıyla ve takım ruhuyla çözen Aykut hocanın, bu duruma da el koyması lazım.Yoksa bu zorla kazanılan galibiyetlerle bir yere kadar.

25 Ocak 2012 Çarşamba

Adamsın Carlos!!

Dün akşam İnönü'ye gidenler heralde böyle bir karşılaşma izleyeceklerini beklemiyorlardı.Bunu iyi anlamda değil, olumsuz olarak söylemekteyim,maalesef.Sahadaki iki takımında futbolun gerektirdiklerini yapmadığı kesindi.Özellikle, Gaziantepspor'un ne oynadığını anlayabilen bir futbolsever yoktur.Savunma mı yapıyorlar,hücum mu,kontraya mı çıkacaklar?Oyunun son bölümünde sakatlıklar neden olarak gösterilebilir Gaziantepspor için.
Beşiktaş ise Fernandes dışında bitmiş bir görüntü sergiledi.Hücuma çıkarken günümüz futbolunda en önemli faktörlerden biri beklerin hücuma yardımı bunu hiç başaramadılar.Ancak Fernandes'in takımı iteklemesiyle Kara Kartal golleri buldu.Beşiktaşlı taraftalar için üzgünüm ama Quaresma ne kadar geç dönerse Beşiktaş'ın kendi oyun karakterine dönmesi de o kadar geç olacak.Simao'yu dün Almeida'ya yaptığı mükemmel asist dışında sahada göremedik.Ernst'te bildiğimiz Ernst'ten çok farklıydı.İyi oynamadı.Fakat, herşeye rağmen Beşiktaş, neden büyük olduğunu dün akşam herkese gösterdi.Kötü bir oyun, fakat galibiyet.
Oyunun geneli yani son 20 dakikaya kadar olan bölümünde zevkli bir maç izlemedik.Ama son dakikalarda heyecanın artmasıyla zevkli ve eğlenceli bir maç izledik.Gaziantepspor'un kalecisi sakat olmasa belki sahadan en kötü beraberlikle ayrılabilirlerdi.Ancak Egemen 90+'da bulduğu golle Beşiktaş'a 3 puanı getirdi.
Gelelim benim maçta en dikkatimi çeken noktaya,Carlos Carvalhal.Gerçekten, daha önce gelen hiç bir yabancı hocaya benzemiyor Carlos.Onu farklı kılan bu kadar kısa sürede Türkiye'ye uyum sağlaması da olabilir tabi.Ama benim için önemli olan dün 3. golden sonra kulübeden bir ok gibi fırlayıp maçın ne kadar içinde olduğunu göstermesiydi.Bence bu sevinç bunun göstergesidir.Türk futbolunun bu zorlu dönemde başına gelen en olumlu olay bence Carlos Carvahal.Ayrıca maçı yaşadığın ve samimi olduğun için adamsın Carlos!!

19 Ocak 2012 Perşembe

Öğrenilmiş Çaresizlik "El Clasico"

Dün akşam keyifli bir futbol izlemek için ekranının karşısına geçenlerin kafasında tek bir soru işareti vardı: Jose, Barça hegemonyasını yıkabilecek miydi? Bu sezon oynanan ilk karşılaşmada Katalanlar yine Bernabeu'da 1-0 geri düşmesine rağmen maçı çevirip 3-1 kazanmışlardı.Nitekim, Mourinho zamanında oynanan maçlarda Madrid sahasında daha istekli başlayan taraf olmuştu.Bu karşılaşma içinde bu durum geçerli oldu ve açılışı Ronaldo ile Real yaptı.Milli futbolcumuz Hamit Altıntop'un ilk 11 çıkıp, 90 dakika sahada kaldığı maçta, Hamit çok etkili olamadı.Ancak anlayışlı olmak gerekir, karşısında dünyanın en yetenekli futbolcularından İniesta vardı.Barcelona, hücum için daha çok Real'in sağ kanadının tercih etti, yani Hamit'in bulunduğu kanadı.Benzema'da savunmada Hamit'e yardımcı olmayınca Barça, hücumları o kanattan çok rahat bir şekilde gerçekleşiyordu.İlk yarı tüm bunlara rağmen Madrid aleyhine bitti.İkinci yarının hemen başında golü bulan Katalanlar, artık rahattı.Bu rahatlık oyuna da yansıdı ve ikinci gol yine Real'in sağ kanadına bindirme yapan Abidal ile geldi.Golde Messi'nin Abidal'i görüşü ve pas tekniğini de inanılmazdı.Böylece "El Clasico"da son yıllarda alıştığımız tablo değişmedi.Guardiola'nın doğum gününde bu galibiyet kuşkusuz onun için büyük bir hediyeydi.
Bana sorarsanız, artık Real Madrid'in durumu taktiksel değil.Çünkü Mourinho başka bir teknik adamın yapamayacağı kadar zeka dolu taktiksel değişiklikler yaptı.Ama sonuç yine aynı.Onlarla taktiksel olarak başa çıkmak yetmez.Ne zaman taraftarla birlikte kesin bir psikolojik üstünlük sağlanırsa Real Madrid lehine.Bu durum Barcelona için gerçek bir sorun yaratır.Barça'nın son yıllarda en çok sıkıntı yaşadığı maç San Siro'da oynanan Mourinho'nun İnteri'ne karşıydı.Bu maçın atmosferine bir bakın derim.Taraftar ve futbolcular ancak bu kadar iyi birleşebilirdi.Psikolojik üstünlüğü ele geçiren İnter, yenilmez denilen Barça'yı 3-1'le geçerek avantaj yakalamıştı.
Yani demek istediğim bu işin yarısı taktiksel olarak önemliyse, yarısı da psikolojik olarak önemli.Madrid, Bernabeu'da bu atmosferi bir türlü yakalayamadı.En çok yaklaştığı maç ise bana göre tabi ki, geçen sezon La Liga'da karşılıklı penaltı golleriyle biten 1-1'lik maç.O maçta golden sonraki destek unutulmazdı.
Barça için fazla bir şey yazmadım.Ama onlara artık denecek, hiç bir şey yok."El Clasico" onlar için klasik, Real Madrid için ise öğrenilmiş bir çaresizlik haline geldi.

18 Ocak 2012 Çarşamba

El Turco

Onun için söylenebilecek çok şey var.Oyuncularımızın Avrupa'nın büyük liglerinde boy göstermeye başlamasının Tugay'la birlikte öncülerindendi.Türk futbolunun son zamanlarda yetiştirdiği yine Hakan Şükür ile birlikte en değerli santraforlardan biriydi.Onu yetiştiren ve Nihat'ı bize sunan Beşiktaş'tan çok milli formayla hatırlıyoruz onu.En azından benim için bu durum böyle.Tabi ki Beşiktaş formasıyla da önemli işler yaptı.Fakat milli takımla onu millet olarak daha çok sevdik ve saygı duyduk.Gerek kişiliğiyle ve insanlığıyla,gerek attığı güzel gollerle ve başarılarıyla hatırlayacağımız bir kariyeri geride bıraktı Nihat Kahveci.
'Nihat' deyince aklınıza ilk ne geliyor?Bu ülkede yaşayan herkes için farklı bir anısı olabilir.Ancak bu anı çoğu kişide ortaktır tahminimce.Elbette 2008'deki unutulmaz Çek Cumhuriyeti maçı.75 dakikada 3 gol atabilecek ruha sahip olan bir takım, ancak 'Çılgın Türkler'de olabilirdi zaten.Maçın 3-2'ye gelmesinde ise Nihat büyük rol oynuyordu.Takipçiliği ve tekniğiyle muhteşem iki gole imza attı.Ayrıca 3.goldeki soğuk kanlılığı kesinlikle örnek alınmalıdır bence.Maç nereden nereye gelmiş o şutu böyle bir yerde çıkarmak her baba yiğidin harcı değildir.
Milli takımın yanı sıra ülkemizin futbolunu ve bizi İspanya'da en iyi temsil eden(bugüne kadar) oyuncumuzdu.Kazandırdıkların ve bıraktığın değerler için teşekkürler Nihat,teşekkürler "EL TURCO!"

Bence tüyleri diken diken eden bu maçı tekrar hatırlatmak lazım.

10 Ocak 2012 Salı

Kupa zamanı geldi

Türkiye Kupası'nın kuşkusuz her insanda her takımda bıraktığı bir iz vardır.Bunlar olumlu veya olumsuz olabilir,ancak 50.yılını dolduran turnuva Anadolu takımları açısından Avrupa'ya kestirme yol olarak gözüküyor.Bu sezon lig sonunda play-off oynanması kupanın statüsünün eski halini almasını sağladı.Bana sorarsanız grup maçları sürprizlere kapalıydı.Ancak eleme sistemiyle kupa sürprizlere açık bir hal aldı.
50 yılda kupayı 14 kez müzesine götüren Galatasaray'ı,son yıllarda kupadaki başarısıyla ve 9 kupayla Beşiktaş izliyor.6 yılda 4 kez kupayı müzesine götüren Siyah-Beyazlılar,bu sezonda kupanın en büyük favorilerinden.
Şimdi tabi ki büyükler arasında bir ayrım yapılamaz fakat Türkiye Kupası deyince aklımıza ilk gelen takım 29 sezondur kupada ipi göğüsleyemeyen Fenerbahçe.
Bence bu sezon kupa fazlaca sürprizlere gebe.Yukarıda da bahsettiğim gibi kupa Avrupa'ya giden kestirme bir yol.Bu nedenle Anadolu ekipleri için oldukça değerli bir kulvar.Ancak geçen sezondan hatırladığımız gibi kupa kulvarı bazen büyük takımlar içinde kurtuluş yolu olabilir.Ligdeki play-off sistemi sayesinde oluşan en olumlu gelişme kupa olsa gerek.
Geçen sezonun kupada sürpriz ekiplerinden olan Gaziantep Belediye,yine kendi grubundan çıkan Beşiktaş'la eşleşip kupaya veda etmişti.Bu durum bence çok saçmaydı.Aynı şekilde geçen sezon Galatasaray ve Gaziantepspor takımları içinde geçerliydi bu durum.
Her neyse artık yeni bir heyecan ve yeni bir Türkiye Kupası var.Bu kadar olumsuz başlayan bu sezonun futbola yeniden renk katmasını beklediğim turnuva başlıyor.Umarım yanılmam.Benim kupa tahminim ise bu sezon Türkiye Kupası 4 büyük takımdan birine gidecek gibi duruyor.