1 Mart 2012 Perşembe

Sarı-kırmızı süper lig

Geçtiğimiz 2-3 sezonda Galatasaray'da yaşanan hayal kırıklıkları sonucunda bu sezon bir şeylerin değişmesi gerektiği çok açık ve net bir şekilde görülebiliyordu.İlk olarak başkan değişti.Sonrasında saha içine dönüldü.Bu takımı yeniden kim canlandırabilir? Oklar tek bir kişiyi işaret ediyordu: "İmparator."

Fatih Terim'in takımın başına gelmesiyle taraftar takımın emin ellerde olduğunu biliyordu.Fatih hocanın teknik ekibinde, 2000 yılında tarih yazan kadroda bulunan Hasan Şaş, Ümit Davala ve Taffarel gibi isimler vardı.Saha kenarındaki takım kurulmuştu.Fakat şimdi sahaya çıkacak takımı belirlemek vardı ve bunun çok kolay olmayacağı göz ardı edilemeyecek bir gerçekti.

İlk olarak Trabzonspor'la sözleşmesi biten Selçuk İnan ile anlaşıldı.Sonrasında Selçuk'a aranan partner İtalya'dan çıktı.Brezilya milli takımından tanıdığımız Felipe Melo, Galatasaray ile anlaştı.Sonrasında Bolton'la sözleşmesi biten İsveç golcü Johan Elmander ile anlaşıldı.Trabzonspor'dan Ceyhun Gülselam ve Engin Baytar'ın transferleri takımın yerli kalitesini yükseltti.Atletico Madrid'le yaşanan transfer trafiğinde adı geçen futbolculardan sadece Çek savunma oyuncusu Tomas Ujfalusi kadroya katıldı.

Mondragon'dan sonra bu seneye kadar kaleci sıkıntısını çok şiddetli bir şekilde yaşayan Galatasaray takımında büyük uğraşlar sonucunda Uruguay milli takımı kalecisi Fernando Muslera, Lazio'dan transfer edildi.Sabri'yi orta sahada düşünen Fatih hoca, sağ bek pozisyonuna da bir takviye istiyordu.Arsenal'de sorun yaşayan Eboue ile sağ bek mevkine takviye yaptılar.Transferin son günlerinde sol tarafa yapılan Riera ve Bursaspor'dan alınan Sercan Yıldırım transferleriyle sezona başlandı.

Sezon başlarında takımın uyum süreci birkaç maç sürdü.Bu süreçte 4-3-3 sistemini bozmayan Fatih Terim, sahadaki oyundan taraftar gibi çok memnun değildi.Artık tatiksel değişiklik kaçınılmazdı ve Sarı-Kırmızılı takımı canlandıracak 11 bulundu.4-2-4 dizilişinde oynamaya başlayan takımda seri galibiyetler alınmaya başlamıştı.

İlk 11'e altyapıdan eklenen 2 oyuncu: Emre Çolak ve Semih Kaya.Özellikle, Semih'in Ujfalusi ile yakaladığı uyumun takımın savunmadaki başarısının yarısı olduğu kesin.Arda'nın gidişiyle kanatlarda sıkıntı yaşayabileceği düşünülen Galatasaray'da hep duyduğumuz Emre Çolak ismi bu sezon parlamaya başladı.Ayrıca Arda'ya benzeyen tarzıyla onu aratmadığı kesin.

Orta sahada ise Selçuk gibi bir oyuncunuz varsa gerçekten yaratıcılık konusunda sıkıntı yaşamayacağınız kesin.Onun yanına mücadele seviyesi yüksek,hırslı aynı zamanda teknik bir oyuncu olan Felipe Melo gelince Galatasaray orta sahası müthiş bir yükseliş gösterdi.Bence Galatasaray'ın fark yaratan en önemli bölgesi orta sahası oldu bu sürece kadar.

Takımın en zayıf bölgesi olarak sol kanadını gösterebiliriz.Ancak o bölgede de takıma yavaş yavaş uyum sağlamaya başlayan Riera etkili olmaya başladı.Genelde orada Engin'i tercih ediyor Fatih hoca.Devre arasında yapılan Yiğit Gökoğlan transferinin o bölgeye ilaç olmuş gibi gözükmüyor bence.Ama Emre'nin bulunduğu sağ kanatta sorun yok.Fatih hocada böyle düşünüyor ki Kazım'ın gitmesine izin verdi.

Gelelim santrafor pozisyonuna.Baros yaşadığı sakatlıklar sonucunda ciddi bir form düşüklüğü yaşadı.Baros-Elmander ikilisi takımın yakaladığı galibiyet serisinde büyük önem taşıyordu.Baros'un sakatlığıyla yalnız kalan Elmander'e takıma devre arasında katılan Necati, partnerlik yapıyor şu sıralarda.Elmander-Necati ikiliside tuttu diyebiliriz aslında.

Peki Galatasaray'ı herkesin bir adım önüne atan en büyük etken ne? Bence kesinlikle Fatih Terim.Fatih hoca, Galatasaray için büyük bir şans.Bunu çok iyi kullandıkları kuşkusuz.Geçen sezondan sonra bu sezon alınan galibiyetler taraftarı ve takımı havaya soktu.Normal sezonu lider kapatacak gibi duruyor Galatasaray.Bakalım play-off'da süper lig gibi Sarı-Kırmızı mı olacak?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder