15 Mayıs 2012 Salı

Şampiyonlar serisi #2 : Manchester City


Dile kolay tam 44 yıl.Bir taraftar 44 yıl boyunca bir kupaya hasret kaldı.Üstüne üstlük ezeli rakibi bu dönemde ortalığı kasıp kavuran müthiş bir takım haline geldi.Takımın makus talihi 4 yıl önce değişti.2008 yılında kulübü satın alan Birleşik Arap Emirlikleri asıllı bir iş adamı bu takımın kaderini yeniden çizdi.4 yıldan bugünlere gelene kadar sorgulanan Manchester City'nin transfer politikası hepimize cevabı geçtiğimiz pazar günü verdi.City 44 yıllık şanssızlığını muhteşem bir geri dönüşle tamamladı ve İngiltere Premier Lig'de ipi göğüsleyen takım oldu.

Kısa vadede yapılan planlar ezeli rakiplerini geride bırakmak için yetersizdi.Bunu başarabilmek için tek bir hedef gözüküyordu: İngiltere Premier Lig şampiyonluğu.Ama hedef tam 44 yıl kadar uzakta gözüküyordu.Bu sene hedefi belirleyerek yola çıkan City'nin hesapları tutmuştu.Lige fırtına gibi başladılar.Tabi şehrin kırmızı tarafınında onlardan eksik kalır yanı yoktu.İki ezeli rakip sezon başında kozlarını Community Shield'de paylaşmış ve 2-0 öne geçmesine rağmen 3-2'lik skorla sahadan boynu bükük ayrılan şehrin mavi tarafı olmuştu.Ligde ise bunun intikamını çok acı bir şekilde alıyordu City.Ezeli rakibi United'ı deplasmanda 6-1 gibi sansasyonel bir skorla deviren Manchester City'de moraller tavan yapmıştı.Ancak ligde son dönemece doğru yaklaşırken alınan kötü sonuçlar şehrin mavi tarafının şampiyonluk özlemini 45 yıla çıkacağını gösteriyordu.

32.hafta sonunda United ile City arasındaki puan farkı 8'e yükselmişti.Ligin bitimine 6 hafta kala Manchester City için umutlar tükeniyordu.Ancak 33.haftada Wigan deplasmanından eli boş olarak dönen Kırmızı Şeytanlar, City'nin de kendi sahasında West Bromwich'i 4-0 mağlup etmesiyle puan farkının 5'e düşmesini sağlıyordu.34.haftada ise ManU sahasında Everton'la gol düellosu yaşanan maçta 4-4'lük sonuçla puan kaybı yaşıyordu.O hafta 3 puana inen fark Cityli taraftarları inanılmaz bir heyecana taşıyordu.Çünkü bitime 3 hafta kala ezeli rakiplerini kendi sahalarında ağırlayacak olan City'nin elinde müthiş bir şans vardı.Nitekim bu şansı geri çevirmeyen City, United'ı kitlediği ve sonuna kadar hakim oynadığı maçı Kompany'nin golüyle 1-0 kazanıyordu.Ligin bitimine 2 hafta kala liderlik koltuğuna oturan City için şampiyonluk artık daha yakındı.

Son 2 maçından ilkini deplasmanda sezonun flaş ekibi Newcastle United'la oynayan Manchester City, sahadan 2-0'lık galibiyetle ayrılıyor ve son hafta QPR'la  içeride şampiyonluk maçına çıkıyordu.Herkes bu maçı City'nin çok rahatlıkla kazanıp, 44 yıllık özleme son vermesini bekliyordu.Maçın ilk golü 38. dakikada Zabaleta'nın ayağından geliyordu.1-0'ın rahatlığıyla oynayan City, ikinci yarının hemen başında Lescott'un kademe hatasıyla topu ağlarında görüyordu.Sonrasında 54. dakikada Barton'ın atılmasıyla 10 kişi kalan QPR, 65. dakikada 2-1 öne geçiyordu.Etihad'da ölüm sessizliği hakimdi.İpler onların elindeydi, kalan sürede gole değil, gollere ihtiyaçları vardı.Bu işin psikolojik yanı oldukça büyüktü kuşkusuz.Fakat yıkılmayan City, skoru 2-2'ye getirmeyi geç olsa bile başarıyordu 90+1'de.2 dakika sonra ise 44 yıllık özlemi sona erdiren altın gol belki de City adına sezonun oyuncusu olan Agüero'dan geliyordu.Sonrasında ise malum.Etihad'dan çıkan taraftarlardan birisinin şu sözleri dikkat çekiyordu:" Daha önce hiç bu kadar yetişkin adamı bir arada ağlarken görmemiştim."


City'nin şampiyonluğunda paranın mı yoksa azmin payı mı daha büyük karar size kalmış.Ancak futbolda paranın satın alamayacağı o inanç duygusunu takıma ve taraftara kazandırmayı başarmışlar.Ayrıca çıkan ana fikirlerden birisi de "parayla saadet oluyormuş" olabilir.44 yıl sonra gelen şampiyonluğun gelişinin bu şekilde olması kaderin bir cilvesi olsa gerek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder