Beklenti, hayatın her alanında olduğu gibi futbolda da yadsınamayacak büyüklükte bir yere sahip. Özellikle genç oyuncular için büyük beklentilere girmek bazen o oyuncunun kariyerini başlamadan bitirebiliyor. Dünya futbolunda bunun çok sayıda örneğini bulabiliriz. Öte yandan Jérémy Menez'i bu tarz oyuncuların kategorisine koymak çok doğru olmaz. Nitekim Fransa ve İtalya gibi dev liglerde en önde gelen takımlarda forma şansı bulmuş bir isim. Ancak yıldız oyuncu olma potansiyelini tam anlamda sergileyemediğini ve takım düzenlemelerinde teknik adamların onu daha çok arka planda bulunan takım oyuncusu kimliğinde değerlendirdiği de bir gerçek. Belki de Menez'i kariyerinde ilk kez takımının değişilmez parçası olarak izliyoruz Milan'da. Öyle ki daha şimdiden 3 sezon forma giydiği PSG'de attığı gol sayısının 7 gol gerisinde Menez.

Kariyerinin başından bu yana en parlak dönemini Paris ekibiyle geçirdiğini söylemek çok yanlış olmaz. Arap sermayesiyle piyasa dalan PSG'nin değeri her geçen gün artıyordu. Yapılan yatırımlara rağmen PSG, Ligue 1'de şampiyonluğu mütevazi bir bütçeye sahip olan ve altyapıdaki oyuncularıyla zirveye ulaşan Montpellier'e kaptırıyordu. Başarısızlığa tahammülü olmayan kulüp sahipleri önümüzdeki sezona damga vuracak biçimde Ibrahimovic, Lavezzi ve Thiago Silva gibi yıldız isimleri renklerine bağlıyordu. Bu transfer hareketliliği Menez'i bir kez daha arka plana itmişti. Bu sırada 2012'de ilk kez Fransa Milli Takımı'yla büyük bir turnuvaya giden Menez, fena olmayan bir performans sergilese de takımı İspanya'ya elenmekten kurtulamıyordu. Sonraki sezona oldukça iddialı başlayan PSG, bu sefer yatırımlara olumlu cevap veriyor ve Ligue 1'de ipi göğüslüyordu. Menez takımın önemli parçalarından olmasına rağmen Ibrahimovic, Lavezzi, Pastore ve Thiago Silva gibi yıldızların arkasında kalmaktan kurtulamamıştı. 2013-14 sezonu öncesi PSG transferdeki hareketliliğini kaybetmiyordu ve Napoli'nin Uruguaylı yıldızı Edinson Cavani'yle her konuda anlaşıyordu. Bu transfer Menez'i takım içi dengelerde kulübeye doğru götürmüştü. Kısmen sezonun yarısını kulübede geçiriyordu Fransız oyuncu. Ligde 16 maç forma şansı bulan Menez, sadece 2 gol atma başarısı gösterebiliyordu. Sezon sonu sözleşmesi bitecek oyuncunun kafasında Paris'ten ayrılmaktan başka bir şey yoktu. Bu arada PSG 2 sezon üst üste Ligue 1'de şampiyonluğa ulaşıyordu fakat bu başarı Menez'in kişisel mutsuzluğunu gölgeleyemedi. Her maç forma şansı bulabileceği bir kulübe gitmek istediği aşikardı 27 yaşındaki Fransız oyuncunun.
Nitekim durdurulamaz bir düşüşte olan İtalyan devi Milan, Menez'i bonservisi elinde olarak transfer etmişti. Milan'ın genel transfer politikasına baktığımızda gelen çoğu oyuncunun artık üst seviyede kabul görmeyen oyuncular olduğunu görüyoruz. Menez de bir anlamda onlardan olmuştu. Şu günlerde ise "elini kaldırmaya hali olamayan" Milan'ın çırpınan tek ismi diyebiliriz Jérémy için. Inzaghi'nin genellikle en uçta görev verdiği ve takımın gerçek anlamda yıldızı konumunda olan Menez, şu ana kadarki Milan performansıyla "Ben daha ölmedim." der gibi. Milano ekibinde 22 maçta 12 gol, 2 asistlik performansı oldukça göz kamaştırıcı duruyor. Ayrıca attığı muhteşem ve takımı adına kilit gollerle de kendinden sıkça söz ettiriyor. Bu performansın devam etmesi durumunda kariyerinin çok farklı şekilleneceği kesin gibi duruyor Milan'ın 7 numarası Jérémy Menez'in.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder