16 Haziran 2018 Cumartesi
Çocukluk hayali
Dünya Kupası futbolu seven herkesin bayramı gibidir. Aylarca, günlerce, saatlerce yapılan geri sayımlar sonucu o gün gelir ve futbol festivali başlar. Her turnuva beraberinde farklı heyecanlar ve ilham verici anlar yaşatır. Dün gece Sochi'de yaşananlar da bunlardan biriydi, sırtına 7 numaralı formayı geçiren bir adam, topun başına geçti ve bizlere o anlardan birini hediye etti.
Herkesin futbolla tanışma hikayesi farklıdır. Misal benim için 2002 Dünya Kupası her şeyin başlangıcı olmuştu. Bunun peşini mahalle maçları takip etmişti. Mahallede top koştururken herkes 2002 Dünya Kupası'na damga vuran 'Brezilyalı' Ronaldo olmak isterdi. Öyle ki her maçta Ronaldo olmak için saçını onun gibi kestiren bir arkadaşım bile vardı. Peki neden Brezilyalı gürbüz bir adam mahalledeki bütün çocukların idolü oluvermişti? Cevap çok basit; hepimizin hayalini kurduğu golleri atıp bizim için ilham kaynağı olmayı başarmıştı da ondan.
Şimdi 2002 yılında 'Brezilyalı' Ronaldo olmak isteyen gençleri bir kenara koyup sizinle ufak bir zaman yolculuğuna çıkalım. Yıl 1992, yer Madeira. 7 yaşındaki bir çocuğun hayallerinin içindeyiz. Çocuk, son dakikalardaki serbest vuruş için Portekiz'in umudu olarak topun başına geçtiğini düşündü. Tamamen yapacağı vuruşa konsantre olmuştu. Önce kaledeki arkadaşının durduğu yeri kontrol etti, sonra topu göndereceği yere keskin bir bakış attı. Derin bir nefes aldı, topa doğru hareketlendi ve 'Gooooool!'.
Yıl 2018, yer Sochi. Dakikalar 88'i gösterirken Portekiz, İspanya karşısında 3-2 gerideydi. Aynı dakikada Portekiz, kaleyi cepheden gören bir yerden frikik kazanmıştı. Tıpkı bundan 26 sene önce Madeira'daki ufaklığın hayal ettiği gibi. Serbest vuruşu kullanmak için topun başına geçen Cristiano Ronaldo tamamen konsantre olmuş durumdaydı. Önce kalecinin durduğu yeri kontrol etti, sonra topu göndereceği yere keskin bir bakış attı. Derin bir nefes aldı, topa doğru hareketlendi ve 'Goooooool!'.
Portekizli yıldız kariyeri boyunca akıl almaz goller atmış, sayısız bireysel ödül ve kupa kazanmıştı. Fakat dün gece attığı frikik golü tüm başardıklarının ötesinde bir şeydi. Çünkü bir çocuğun hayalini gerçekleştirmişti, hem de Madeira'dan çıkıp dünya futbolunda efsane olan bir çocuğun hayalini. Böylece Ronaldo'nun gerçeğe dönüşen hayali artık başka bir çocuğun ilham kaynağı olmuştu.
13 Haziran 2018 Çarşamba
Geldi 47 ayın sultanı! (B Grubu)
Her geçen gün Rusya 2018'e bir adım daha yaklaşıyoruz. Bu heyecanlı bekleyiş sürerken İspanya, Portekiz, Fas ve İran'ın bulunduğu B Grubu'nun değerlendirmesiyle kaldığımız yerden devam edelim.
İspanya, Avrupa Elemeleri G Grubu'nu namağlup ve İtalya'nın önünde lider olarak bitirerek Dünya Kupası'na katılmayı başardı. Turnuva öncesinde iki hazırlık maçı oynayan İspanyollar, İsviçre'yle 1-1 berabere kalıp Tunus'u 1-0 mağlup ettiler. 23 kişilik kadroya çağırmadıkları sebebiyle eleştirilen Julen Lopetegui'nin takımında öne çıkan isimler David De Gea, Gerard Pique, Sergio Ramos, Andres Iniesta, David Silva, Isco, Marco Asensio ve Diego Costa oldu.
Brezilya 2014'e son dünya şampiyonu unvanıyla gelen İspanya, kupanın ilk maçında Hollanda karşısında 5-1'le hezimete uğrayıp sonrasında da Şili'ye kaybederek evine erken dönmüştü. Nitekim Euro 2016'da da son 16'nın ötesine geçememişlerdi.
Real Madrid'le 3 sezon üst üste Şampiyonlar Ligi kupasına uzanan Sergio Ramos'un liderlik edeceği ekipte, harika bir sezonu geride bırakan David De Gea'nın ve Guardiola'yla ışıldamaya devam eden David Silva'nın performansı İspanyollar adına belirleyici olacak.
Lopetegui, Avrupa Elemeleri'nde genellikle 4-3-3 formasyonunu kullanırken öndeki 6 ismin 5'ini orta saha patentli oyunculardan seçmeyi tercih etti. Busquets, Koke veya Thiago, Iniesta, Silva ve Isco'yla İspanyolların alışık olduğu pas oyununu sürdürürken, zaman zaman Isco'yu 'sahte 9' rolünde de sahaya çıkarttı. Bunun yanı sıra, kalede De Gea, stoper tandeminde Pique-Ramos, sol bekte Alba ve sağ bekte ise 21'lik Sociedadlı Odriozola'yla beraber turnuvanın en iyi savunmalarından birine sahipler. (Sakatlığı geçmesi halinde sağ bekte Dani Carvajal'i izleyeceğiz.)
SON DAKİKA: İspanya Futbol Federasyonu, dün akşam saatlerinde Dünya Kupası sonrası için Real Madrid'le anlaşan Lopetegui'nin görevine son verdi. Turnuvanın favorisi olan İspanya'nın kupanın başlamasına 1 gün kala aldığı bu flaş karar takımın dengesini ciddi anlamda bozmuş olacaktır. Lopetegui'nin boşluğunu Real Madrid efsanesi Fernando Hierro'yla anlaşarak doldurdular. Fakat oyuncu grubu ne kadar deneyimli ve birbiriyle oynamaya alışkın olursa olsun ilk maça 2 gün kala takımın başına geçmiş olan Hierro'nun sahaya müdahale etmesi çok zor olacaktır.
Bu haber gruptaki dengelerinde tamamen değişmesine sebep olurken Portekiz, Fas ve İran'ın iştahını kabartmış durumdadır. Dünya Kupası bu flaş gelişmenin gölgesi altında başlayacak.
En önemli başarısı: 15. kez Dünya Kupası finallerinde boy gösterecek olan İspanyolların en büyük başarısı, 2010 yılında Güney Afrika'da Iniesta'nın golüyle gelen şampiyonluk olmuştu.
Beklenti: Yukarda da söylediğim gibi 2014 ve 2016'daki başarısızlıklara reaksiyon gösterecekleri bir turnuva bekliyorum. En büyük soru işaretiyse çeyrek finalde Arjantin'le eşleşme ihtimalleri olacak. İspanya için şampiyonluk dışında her sonuç başarısızlık olarak kabul edilebilir.
İyi bilgi: Ailesi Brezilyalı, doğum yeri ise İtalya. Ancak Thiago Alcantara 5 yaşında taşındıkları İspanya milli takımı için mücadele etmeyi seçti. Aynı zamanda Thiago'nun babası Mazinho, 1994'te Brezilya'yla Dünya Kupası zaferi yaşayan kadronun bir parçasıydı.
Kadroda olmayan yıldızlar: Alvaro Morata, Marcos Alonso, Cesc Fabregas, Hector Bellerin, Marc Bartra.
Avrupa Elemeleri B Grubu'na son Avrupa şampiyonu unvanıyla başlayan Portekiz, ilk maçta İsviçre'ye 2-0 mağlup olarak kötü başlamıştı. Fakat ondan sonraki 9 maçını da kazanarak grubu ilk sırada tamamlayıp Rusya biletini ceplerine koydular. Fernando Santos'un takımı, turnuva öncesi Tunus (2-2), Belçika (0-0) ve Cezayir'le (3-0) hazırlık maçları oynadı. Portekiz'in 23 kişilik kadrosunda dikkat çeken oyuncular Pepe, Gonçalo Guedes, Bernardo Silva, Gelson Martins, Bruno Fernandes, Andre Silva ve Cristiano Ronaldo oldu.
Brezilya 2014'te gruplarda Almanya ve ABD'nin arkasında kalarak turnuvaya erken veda etmişlerdi. Ancak 2016'daki Avrupa şampiyonluğu onlara bambaşka bir hava kattı. Bu unvanın onlara sağlayacağı özgüveni iyi yönde kullanmayı başaracak kadar deneyimli bir kadroya sahipler.
Öte yandan, bu deneyim savunma hattındaki oyuncuların ilerleyen yaşlarına olumsuz etki etmiş durumda. Stoperde Pepe'nin partneri olması beklenen iki isim Fonte ve Bruno Alves için güneşli günler geride kalmış gözüküyor. Bu durumda Benfica'nın 21 yaşındaki stoperi Ruben Dias'ın şans bulması ihtimal dahilinde. Bunun yanı sıra, Cedric Soares'in ilk tercih olduğu sağ bek mevkinde Leicester'ın Porto'dan transferi Ricardo Pereira'yı da seyredebiliriz.
İki 6 numaralı orta sahayla 4-4-2 oynayan Santos'un takımı, göbekte kontrolü Joao Moutinho ve William Carvalho'ya bırakacaktır. Sol tarafta Bruno Fernandes veya Joao Mario'yla başlayıp, sağ kanatta Bernardo Silva önünde sağ forvet Guedes'le tempo yapmaya çalışabilirler. Muazzam bir sezonu geride bırakan Silva ve Guedes'in Ronaldo'ya skor anlamında yapacağı yardımlar Portekiz'in kupa yolundaki belirleyicisi olabilir. 2016'ya göre daha çeşitli hücum silahları mevcut. Yine sonradan oyuna girebilecek Quaresma ve Gelson Martins'in de ön tarafa hareket getirebilecek oyuncular olduğunu belirtmek gerek.
En önemli başarısı: Daha önce 6 kez finallere kalmayı başaran Portekiz'in en önemli başarısı 1966'daki üçüncülük olmuştu. Yakın tarihteyse 2006 Almanya'da dördüncü olan takımı söyleyebiliriz.
Beklenti: İkinci olmaları halinde çapraz eşleşmeden Uruguay'ın gelme ihtimali var. Ki bu olasılık onları elenme tehlikesiyle baş başa bırakabilir. Çeyrek finale çıkmaları halindeyse karşılarında turnuvanın favorilerinden Fransa'yı bulabilirler. Grubu lider bitirip çeyrek finale yürümeleri halindeyse muhtemel bir Ronaldo-Messi eşleşmesi izleyebiliriz. Harika olmaz mı?
İyi bilgi: Cristiano Ronaldo, Rusya'da fileleri havalandırması halinde 2006, 2010 ve 2014'ten sonra dördüncü Dünya Kupası'nda da gol atma başarısı gösteren dördüncü oyuncu olacak. (Bunu başaran diğer oyuncular Pele, Uwe Seeler ve Miroslav Klose.)
Fas, Afrika Elemeleri C Grubu'nda Fildişi Sahili'ni geride bırakarak, namağlup lider bir şekilde Dünya Kupası finallerine adını yazdırdı. Hazırlık maçlarında Ukrayna'yla golsüz berabere kalırken, Slovakya'yı 2-1, Estonya'yı ise 3-1 mağlup ederek moral depoladılar. Afrika kıtasının gözde hocalarından Herve Renard'ın Rusya 2018 için tercih ettiği oyuncular arasında dikkat çekenler Achraf Hakimi, Romain Saiss, Mehdi Benatia, Hakim Ziyech, Younes Belhanda, Amine Harit, M'barek Boussoufa ve Khalid Boutaib oldu.
Afrika Elemeleri boyunca oynadığı 8 maçta kalesinde sadece 1 gol gören Afrika temsilcisi, Manuel Da Costa, Nabil Dirar, Younes Belhanda ve Khalid Boutaib gibi ligimizden tanıdığımız 4 ismi kadrosunda bulunduruyor. Afrika takımları arasında Senegal'le birlikte en ilgi çekici oyuncu havuzuna olan Fas, Hakim Ziyech'in yaratıcılığı ve Nordin Amrabat'ın temposuyla hücum hattında rakipleri zorlayacak bir yapıya sahip.
Renard genellikle 4-2-3-1 sistemini tercih etse de Belhanda'nın zaman zaman göbeğe kaymasıyla bu diziliş 4-3-3 görünümünü de alabiliyor. Sağ bekte Fenerbahçe'den tanıdığımız Nabil Dirar görev alırken onun önünde sağ kanattaki Amrabat hücumda tempoyu arttıran oyuncu. Tandemde Benatia'nın partnerliğini aslen defansif orta saha oyuncusu olan Romain Saiss yapıyor. Esas mevkisi sağ bek olan Hakimi de milli takımda sol bek görevini üstleniyor. Ortada Boussoufa ve El Ahmadi ikilisini tercih eden Fransız teknik adam, ekibin en yaratıcı ismi Ziyech'i sol kanatta görevlendirse de ona daha serbest bir rol biçmiş durumda. Belhanda da hücum bölgesiyle orta saha arasında bağlantı görevi görürken rakip kaleye en yakın pozisyonda Boutaib forma giyiyor.
En önemli başarısı: 4 kez Dünya Kupası heyecanı yaşayan Afrika temsilcisinin en büyük başarısı Meksika 1986'da gelmişti. Gruptan lider çıkan Fas, son 16'da Batı Almanya'ya elenerek turnuvaya veda etmişti.
Beklenti: Önemli oyunculara sahip olan Fas'ın kura şansının yanında olmadığı kesin ancak fikstür şansları var. İlk maçı İran'a karşı oynayacaklar, sonrasında Portekiz'le karşılaşacaklar. İran karşısında galip gelip Portekiz'den alabilecekleri 1 puan onları son 16 takım arasına atabilir.
İyi bilgi: CIES'in araştırmasına göre Fas kadrosunda bulunan oyuncuların %61.5'i yurt dışı doğumlu. Fas turnuvadaki takımlar arasında bu departmanda en yüksek orana sahip ülke oldu.
Asya Elemeleri A Grubu'nu namağlup tamamlayan İran, Güney Kore'nin önünde liderliğe ulaşıp Rusya 2018'deki yerini aldı. Turnuva öncesi iki hazırlık maçı oynadılar ve Türkiye'ye 2-1 mağlup olup Litvanya'yı 1-0 yendiler. İran'ın 23 kişilik kadrosunda öne çıkan isimler Pejman Montazeri, Ehsan Hajsafi, Saeid Ezatolahi, Alireza Jahanbakhsh, Mehdi Taremi ve Sardar Azmoun oldu.
İran oldukça formda bir hücum hattıyla Rusya'ya gelecek. Eredivisie'de gol kralı olan Jahanbakhsh, Rubin Kazan'daki performansıyla Avrupa'da dikkat çeken Azmoun, Olimpiakos formasıyla 25 maçta 17 gol atan Ansarifard ve Östersunds'la başarılı bir sezonu geride bırakan Saman Ghoddos takımın önemli hücum silahları olacak.
Carlos Queiroz yönetiminde 4-3-3 ve 4-1-4-1 formasyonlarıyla sahaya çıkan İran'da kale Alireza Beiranvand'a emanet olacak. 34 yaşındaki stoper Montazeri takımın savunma hattındaki lideri olurken sağ bekte görev alacak Milad Mohammadi de dikkat çeken isimler arasında. Queiroz'un genellikle savunma önünde oynattığı Ezatolahi'nin turnuvadaki ilk maçta cezalı olması Portekizli teknik adamı kupa öncesi düşündüren bir durum. Göbekte Hajsafi ve Shojaei'nin görev alması beklenirken hücum hattındaki üçlü Jahanbakhsh, Taremi ve Azmoun olacaktır.
En önemli başarısı: 4 kez Dünya Kupası'nda boy gösteren İran daha önce hiç gruptan çıkmayı başaramadı. Tek galibiyetini ise Fransa 98'de ABD'ye karşı aldı.
Beklenti: Turnuvadaki ilk maçını Fas'a karşı oynayacak İran için gruptan çıkmak çok zor gözükse de Dünya Kupası tarihindeki ikinci galibiyetlerine ulaşmak onları mutlu edecektir.
İyi bilgi: Takımın deneyimli isimlerinden Ashkan Dejagah, geçtiğimiz Ocak ayında Berlin'de bir sushi bar açtı. Ayrıca Ganalı yıldız Kevin Prince Boateng'le Hertha Berlin altyapısından süregelen sıkı bir dostluğu var.
Ek bilgi: Carlos Queiroz, 2010'da İran'ın gruptaki rakiplerinden Portekiz'le Dünya Kupası heyecanı yaşamıştı. Ancak sonrasında kupaya uzanacak İspanya'ya son 16 turunda elenmişlerdi.
Maç Takvimi:
15 Haziran Cuma
18:00 Fas-İran
21:00 Portekiz-İspanya
20 Haziran Çarşamba
15:00 Portekiz-Fas
21:00 İran-İspanya
25 Haziran Pazartesi
21:00 İran-Portekiz
21:00 İspanya-Fas
İspanya (Dünya Sıralaması: 10)
İspanya, Avrupa Elemeleri G Grubu'nu namağlup ve İtalya'nın önünde lider olarak bitirerek Dünya Kupası'na katılmayı başardı. Turnuva öncesinde iki hazırlık maçı oynayan İspanyollar, İsviçre'yle 1-1 berabere kalıp Tunus'u 1-0 mağlup ettiler. 23 kişilik kadroya çağırmadıkları sebebiyle eleştirilen Julen Lopetegui'nin takımında öne çıkan isimler David De Gea, Gerard Pique, Sergio Ramos, Andres Iniesta, David Silva, Isco, Marco Asensio ve Diego Costa oldu.
Brezilya 2014'e son dünya şampiyonu unvanıyla gelen İspanya, kupanın ilk maçında Hollanda karşısında 5-1'le hezimete uğrayıp sonrasında da Şili'ye kaybederek evine erken dönmüştü. Nitekim Euro 2016'da da son 16'nın ötesine geçememişlerdi.
Real Madrid'le 3 sezon üst üste Şampiyonlar Ligi kupasına uzanan Sergio Ramos'un liderlik edeceği ekipte, harika bir sezonu geride bırakan David De Gea'nın ve Guardiola'yla ışıldamaya devam eden David Silva'nın performansı İspanyollar adına belirleyici olacak.
Lopetegui, Avrupa Elemeleri'nde genellikle 4-3-3 formasyonunu kullanırken öndeki 6 ismin 5'ini orta saha patentli oyunculardan seçmeyi tercih etti. Busquets, Koke veya Thiago, Iniesta, Silva ve Isco'yla İspanyolların alışık olduğu pas oyununu sürdürürken, zaman zaman Isco'yu 'sahte 9' rolünde de sahaya çıkarttı. Bunun yanı sıra, kalede De Gea, stoper tandeminde Pique-Ramos, sol bekte Alba ve sağ bekte ise 21'lik Sociedadlı Odriozola'yla beraber turnuvanın en iyi savunmalarından birine sahipler. (Sakatlığı geçmesi halinde sağ bekte Dani Carvajal'i izleyeceğiz.)
SON DAKİKA: İspanya Futbol Federasyonu, dün akşam saatlerinde Dünya Kupası sonrası için Real Madrid'le anlaşan Lopetegui'nin görevine son verdi. Turnuvanın favorisi olan İspanya'nın kupanın başlamasına 1 gün kala aldığı bu flaş karar takımın dengesini ciddi anlamda bozmuş olacaktır. Lopetegui'nin boşluğunu Real Madrid efsanesi Fernando Hierro'yla anlaşarak doldurdular. Fakat oyuncu grubu ne kadar deneyimli ve birbiriyle oynamaya alışkın olursa olsun ilk maça 2 gün kala takımın başına geçmiş olan Hierro'nun sahaya müdahale etmesi çok zor olacaktır.
Bu haber gruptaki dengelerinde tamamen değişmesine sebep olurken Portekiz, Fas ve İran'ın iştahını kabartmış durumdadır. Dünya Kupası bu flaş gelişmenin gölgesi altında başlayacak.
En önemli başarısı: 15. kez Dünya Kupası finallerinde boy gösterecek olan İspanyolların en büyük başarısı, 2010 yılında Güney Afrika'da Iniesta'nın golüyle gelen şampiyonluk olmuştu.
Beklenti: Yukarda da söylediğim gibi 2014 ve 2016'daki başarısızlıklara reaksiyon gösterecekleri bir turnuva bekliyorum. En büyük soru işaretiyse çeyrek finalde Arjantin'le eşleşme ihtimalleri olacak. İspanya için şampiyonluk dışında her sonuç başarısızlık olarak kabul edilebilir.
İyi bilgi: Ailesi Brezilyalı, doğum yeri ise İtalya. Ancak Thiago Alcantara 5 yaşında taşındıkları İspanya milli takımı için mücadele etmeyi seçti. Aynı zamanda Thiago'nun babası Mazinho, 1994'te Brezilya'yla Dünya Kupası zaferi yaşayan kadronun bir parçasıydı.
Kadroda olmayan yıldızlar: Alvaro Morata, Marcos Alonso, Cesc Fabregas, Hector Bellerin, Marc Bartra.
Portekiz (Dünya Sıralaması: 4)
Brezilya 2014'te gruplarda Almanya ve ABD'nin arkasında kalarak turnuvaya erken veda etmişlerdi. Ancak 2016'daki Avrupa şampiyonluğu onlara bambaşka bir hava kattı. Bu unvanın onlara sağlayacağı özgüveni iyi yönde kullanmayı başaracak kadar deneyimli bir kadroya sahipler.
Öte yandan, bu deneyim savunma hattındaki oyuncuların ilerleyen yaşlarına olumsuz etki etmiş durumda. Stoperde Pepe'nin partneri olması beklenen iki isim Fonte ve Bruno Alves için güneşli günler geride kalmış gözüküyor. Bu durumda Benfica'nın 21 yaşındaki stoperi Ruben Dias'ın şans bulması ihtimal dahilinde. Bunun yanı sıra, Cedric Soares'in ilk tercih olduğu sağ bek mevkinde Leicester'ın Porto'dan transferi Ricardo Pereira'yı da seyredebiliriz.
İki 6 numaralı orta sahayla 4-4-2 oynayan Santos'un takımı, göbekte kontrolü Joao Moutinho ve William Carvalho'ya bırakacaktır. Sol tarafta Bruno Fernandes veya Joao Mario'yla başlayıp, sağ kanatta Bernardo Silva önünde sağ forvet Guedes'le tempo yapmaya çalışabilirler. Muazzam bir sezonu geride bırakan Silva ve Guedes'in Ronaldo'ya skor anlamında yapacağı yardımlar Portekiz'in kupa yolundaki belirleyicisi olabilir. 2016'ya göre daha çeşitli hücum silahları mevcut. Yine sonradan oyuna girebilecek Quaresma ve Gelson Martins'in de ön tarafa hareket getirebilecek oyuncular olduğunu belirtmek gerek.
En önemli başarısı: Daha önce 6 kez finallere kalmayı başaran Portekiz'in en önemli başarısı 1966'daki üçüncülük olmuştu. Yakın tarihteyse 2006 Almanya'da dördüncü olan takımı söyleyebiliriz.
Beklenti: İkinci olmaları halinde çapraz eşleşmeden Uruguay'ın gelme ihtimali var. Ki bu olasılık onları elenme tehlikesiyle baş başa bırakabilir. Çeyrek finale çıkmaları halindeyse karşılarında turnuvanın favorilerinden Fransa'yı bulabilirler. Grubu lider bitirip çeyrek finale yürümeleri halindeyse muhtemel bir Ronaldo-Messi eşleşmesi izleyebiliriz. Harika olmaz mı?
İyi bilgi: Cristiano Ronaldo, Rusya'da fileleri havalandırması halinde 2006, 2010 ve 2014'ten sonra dördüncü Dünya Kupası'nda da gol atma başarısı gösteren dördüncü oyuncu olacak. (Bunu başaran diğer oyuncular Pele, Uwe Seeler ve Miroslav Klose.)
Fas (Dünya Sıralaması: 41)
Afrika Elemeleri boyunca oynadığı 8 maçta kalesinde sadece 1 gol gören Afrika temsilcisi, Manuel Da Costa, Nabil Dirar, Younes Belhanda ve Khalid Boutaib gibi ligimizden tanıdığımız 4 ismi kadrosunda bulunduruyor. Afrika takımları arasında Senegal'le birlikte en ilgi çekici oyuncu havuzuna olan Fas, Hakim Ziyech'in yaratıcılığı ve Nordin Amrabat'ın temposuyla hücum hattında rakipleri zorlayacak bir yapıya sahip.
Renard genellikle 4-2-3-1 sistemini tercih etse de Belhanda'nın zaman zaman göbeğe kaymasıyla bu diziliş 4-3-3 görünümünü de alabiliyor. Sağ bekte Fenerbahçe'den tanıdığımız Nabil Dirar görev alırken onun önünde sağ kanattaki Amrabat hücumda tempoyu arttıran oyuncu. Tandemde Benatia'nın partnerliğini aslen defansif orta saha oyuncusu olan Romain Saiss yapıyor. Esas mevkisi sağ bek olan Hakimi de milli takımda sol bek görevini üstleniyor. Ortada Boussoufa ve El Ahmadi ikilisini tercih eden Fransız teknik adam, ekibin en yaratıcı ismi Ziyech'i sol kanatta görevlendirse de ona daha serbest bir rol biçmiş durumda. Belhanda da hücum bölgesiyle orta saha arasında bağlantı görevi görürken rakip kaleye en yakın pozisyonda Boutaib forma giyiyor.
En önemli başarısı: 4 kez Dünya Kupası heyecanı yaşayan Afrika temsilcisinin en büyük başarısı Meksika 1986'da gelmişti. Gruptan lider çıkan Fas, son 16'da Batı Almanya'ya elenerek turnuvaya veda etmişti.
Beklenti: Önemli oyunculara sahip olan Fas'ın kura şansının yanında olmadığı kesin ancak fikstür şansları var. İlk maçı İran'a karşı oynayacaklar, sonrasında Portekiz'le karşılaşacaklar. İran karşısında galip gelip Portekiz'den alabilecekleri 1 puan onları son 16 takım arasına atabilir.
İyi bilgi: CIES'in araştırmasına göre Fas kadrosunda bulunan oyuncuların %61.5'i yurt dışı doğumlu. Fas turnuvadaki takımlar arasında bu departmanda en yüksek orana sahip ülke oldu.
İran (Dünya Sıralaması: 37)
Asya Elemeleri A Grubu'nu namağlup tamamlayan İran, Güney Kore'nin önünde liderliğe ulaşıp Rusya 2018'deki yerini aldı. Turnuva öncesi iki hazırlık maçı oynadılar ve Türkiye'ye 2-1 mağlup olup Litvanya'yı 1-0 yendiler. İran'ın 23 kişilik kadrosunda öne çıkan isimler Pejman Montazeri, Ehsan Hajsafi, Saeid Ezatolahi, Alireza Jahanbakhsh, Mehdi Taremi ve Sardar Azmoun oldu.
İran oldukça formda bir hücum hattıyla Rusya'ya gelecek. Eredivisie'de gol kralı olan Jahanbakhsh, Rubin Kazan'daki performansıyla Avrupa'da dikkat çeken Azmoun, Olimpiakos formasıyla 25 maçta 17 gol atan Ansarifard ve Östersunds'la başarılı bir sezonu geride bırakan Saman Ghoddos takımın önemli hücum silahları olacak.
Carlos Queiroz yönetiminde 4-3-3 ve 4-1-4-1 formasyonlarıyla sahaya çıkan İran'da kale Alireza Beiranvand'a emanet olacak. 34 yaşındaki stoper Montazeri takımın savunma hattındaki lideri olurken sağ bekte görev alacak Milad Mohammadi de dikkat çeken isimler arasında. Queiroz'un genellikle savunma önünde oynattığı Ezatolahi'nin turnuvadaki ilk maçta cezalı olması Portekizli teknik adamı kupa öncesi düşündüren bir durum. Göbekte Hajsafi ve Shojaei'nin görev alması beklenirken hücum hattındaki üçlü Jahanbakhsh, Taremi ve Azmoun olacaktır.
En önemli başarısı: 4 kez Dünya Kupası'nda boy gösteren İran daha önce hiç gruptan çıkmayı başaramadı. Tek galibiyetini ise Fransa 98'de ABD'ye karşı aldı.
Beklenti: Turnuvadaki ilk maçını Fas'a karşı oynayacak İran için gruptan çıkmak çok zor gözükse de Dünya Kupası tarihindeki ikinci galibiyetlerine ulaşmak onları mutlu edecektir.
İyi bilgi: Takımın deneyimli isimlerinden Ashkan Dejagah, geçtiğimiz Ocak ayında Berlin'de bir sushi bar açtı. Ayrıca Ganalı yıldız Kevin Prince Boateng'le Hertha Berlin altyapısından süregelen sıkı bir dostluğu var.
Ek bilgi: Carlos Queiroz, 2010'da İran'ın gruptaki rakiplerinden Portekiz'le Dünya Kupası heyecanı yaşamıştı. Ancak sonrasında kupaya uzanacak İspanya'ya son 16 turunda elenmişlerdi.
Maç Takvimi:
15 Haziran Cuma
18:00 Fas-İran
21:00 Portekiz-İspanya
15:00 Portekiz-Fas
21:00 İran-İspanya
25 Haziran Pazartesi
21:00 İran-Portekiz
21:00 İspanya-Fas
Grup Tahminim:
1- İspanya 7
2- Portekiz 5
3- Fas 4
4- İran 0
Etiketler:
2018 Dünya Kupası,
Andres Iniesta,
Cristiano Ronaldo,
David De Gea,
Fas,
Fernando Hierro,
Hakim Ziyech,
İran,
İspanya,
Julen Lopetegui,
Portekiz,
Sardar Azmoun,
Sergio Ramos,
Younes Belhanda
10 Haziran 2018 Pazar
Geldi 47 ayın sultanı! (A Grubu)
Rusya (Dünya Sıralaması: 70)
Stanislav Cherchesov yönetimindeki Rusya, ev sahibi olması sebebiyle turnuvaya herhangi bir eleme oynamadan katılma hakkı elde etti. Turnuva öncesi oynadıkları iki hazırlık maçında Avusturya'ya 1-0 kaybedip Türkiye'yle 1-1 beraber kaldılar. 23 kişilik kadroda öne çıkan isimler önceki turnuvalardan görmeye alışık olduğumuz kaleci Igor Akinfeev, veteran kanat Yuri Zhirkov, Alan Dzagoev, Aleksandr Golovin ve Fedor Smolov.
Özellikle 22 yaşındaki Aleksandr Golovin, performansına bağlı olarak turnuva sonrası adını transfer haberlerinde bolca göreceğimiz bir oyuncu olabilir. Orta sahada oynayan Golovin, Rusya'nın Dünya Kupası'ndaki en büyük umudu. Golovin'in yanı sıra orta alanda görev yapan Anton Miranchuk da takımın yaratıcı gücü konumunda. Miranchuk bu sezon Lokomotiv Moskova'yla lig şampiyonluğu yaşarken, 29 maçta 4 gol 7 asistle oynadı. Aleksandr Kokorin'in yokluğunda takımın gol yükünü Krasnodarlı Fedor Smolov'un çekecek. Smolov, milli formayla çıktığı 32 maçta 12 gole imza atmıştı.
Cherchesov'la beraber Rusya, Avusturya ve Türkiye maçlarından önce oynadığı neredeyse tüm karşılaşmalara 3'lü savunmayla çıkmıştı. Ancak turnuva öncesindeki bu iki hazırlık mücadelesinde Cherchesov takımını 4-2-3-1 dizilimiyle sahaya çıkardı. Yaşanan sakatlıklar ve oyuncu profillerinin 3'lü savunmaya uygun olmaması Cherchesov'u bu kararından geri döndürmüş olma ihtimali yüksek. Fakat 4'lü sistemde de kanat bekleri Zhirkov ve Samedov'un oyun içinde sağladığı fayda azalmış gözüküyor. Turnuvanın başlamasına günler kala 54 yaşındaki teknik adam, ilk 11 ve diziliş konusunda oldukça kararsız. Zira milli takımdan emekli olduğunu açıklayan 38'lik stoper Sergei Ignasevich'i kadroya geri çağırması, kafasındaki bulanıklığı çok güzel açıklıyor.
En önemli başarısı: SSCB dönemini dışarda bırakırsak, 1994, 2002 ve 2014 olmak üzere 3 kez finallere kaldılar. Bu 3 turnuvada da grup aşamasından öteye gidemediler.
En önemli başarısı: SSCB dönemini dışarda bırakırsak, 1994, 2002 ve 2014 olmak üzere 3 kez finallere kaldılar. Bu 3 turnuvada da grup aşamasından öteye gidemediler.
Beklenti: Ev sahibi olarak sahaya çıkacakları Dünya Kupası'nda Rusya elbette ikinci turu görmek isteyecektir. Ancak mevcut şartlar altında tek avantajları fikstür. Grubun güç skalasına göre en aşağıdaki Suudi Arabistan'la turnuvaya başlayıp ikinci maçta Mısır'la devam edecekler. Son maçtaysa favori Uruguay'la karşılaşacaklar. Suudi Arabistan ve Mısır maçından çıkarılacak 4 puan ev sahibini bir üst tura taşıyabilir.
İyi bilgi: CIES'in araştırmasına göre Rusya, kadrosunda kendi liginden en çok oyuncu barındıran takım. (Yalnızca iki oyuncu Rusya dışında forma giyiyor: yedek kaleci Vladimir Gabulov (Club Brugge) ve Denis Cheryshev (Villarreal).
Uruguay (Dünya Sıralaması: 14)
A Grubu'nun favorisi konumundaki Uruguay, Güney Amerika elemelerinde Brezilya'nın ardından ikinci olarak Dünya Kupası'na katılmaya hak kazandı. Turnuva öncesi tek hazırlık maçını Özbekistan'la oynayıp 3-0 kazandılar. Kadroda dikkat çeken isimler ise Fernando Muslera, Diego Godin, Jose Gimenez, Matias Vecino, Lucas Torreira, Rodrigo Bentancur, Edinson Cavani ve Luis Suarez.
Uruguay, Oscar Tabarez yönetiminde 2010'da dördüncü olmayı ve 2014'te gruptan çıkmayı başarmıştı. Bu turnuvalarda daha çok defansif bir anlayış izleyip öndeki oyuncuların becerileriyle başarılı olan bir taktik disipline sahiptiler. Ancak orta sahada artan genç ve yetenekli oyuncu sayısı deneyimli teknik adamın oyun zihniyetinde revizyona gitmesini sağladı. Vecino, Bentancur ve Valverde, Uruguay'ın orta alandaki yükünü çekecek oyuncular olacak.
Klasik 4-4-2 dizilimiyle sahaya çıkmaları bekleniyor. Ancak orta sahadaki oyuncuların profiline göre 4-3-1-2 gibi bir hal alabiliyor. Burada takımın iskeletini oluşturacak altılıya dikkat çekmek gerek. Stoper tandeminde iki Atleticolu Godin ve Gimenez, göbekte Vecino'yla Valverde veya Bentancur, ilerdeyse Cavani ve Suarez çift forvet olarak görev yapacak. Uruguay hem kalite olarak hem de adaptasyon olarak üst düzey bir iskelete sahip. Bunun yanı sıra bu sezon Boca Juniors'ta oynayan 22 yaşındaki Nathian Nandez ve deneyimli kanat Christian Rodriguez de bu iskeletin ayakta durmasını sağlayacak yardımcı parçalar olacak.
Bu sezon Celta Vigo'da 36 maçta 18 gol, 5 asist yapan Maximiliano Gomez de takımın başka bir hücum gücü. 21 yaşındaki golcü başka bir ülkenin formasını terletseydi yedek kalmasını rasyonel bir şekilde açıklamak mümkün olmazdı. Lakin önünde dünyanın en iyi 5 santrforundan ikisi forma giyiyor.
En önemli başarısı: 12 kez finallere kalma başarısı gösteren Uruguay, ilk kupa olan 1930'da ve daha sonrasında 1950'de şampiyon olmayı başarmıştı.
En önemli başarısı: 12 kez finallere kalma başarısı gösteren Uruguay, ilk kupa olan 1930'da ve daha sonrasında 1950'de şampiyon olmayı başarmıştı.
Beklenti: Gruptan çıkma ihtimalleri oldukça yüksek. Ancak çapraz eşleşmeden gelebilecek Portekiz ve İspanya gibi iki güçlü takım var. Geçtiğimiz Dünya Kupası'nda James Rodriguez'in hayallerini yıktığı son 16 turunda bu kez de Ronaldo engeline takılabilirler. Bu güçlü rakipleri geçmeleri halindeyse turnuvanın bir başka favorisi Fransa'yla karşılaşma ihtimalleri var. Kısacası Uruguay için üst limit çeyrek final.
İyi bilgi: 13 Şubat 2006'da göreve başlayan Oscar Tabarez, turnuvaya katılan ülkeler arasında en uzun süre görevde kalan teknik direktör. 71 yaşındaki çalıştırıcı, 2016 yılında yakalandığı Guillain Barre sendromu nedeniyle tekerlekli sandalyeyle hayatını sürdürüyor.
İyi bilgi: 13 Şubat 2006'da göreve başlayan Oscar Tabarez, turnuvaya katılan ülkeler arasında en uzun süre görevde kalan teknik direktör. 71 yaşındaki çalıştırıcı, 2016 yılında yakalandığı Guillain Barre sendromu nedeniyle tekerlekli sandalyeyle hayatını sürdürüyor.
Mısır (Dünya Sıralaması: 45)
Afrika Elemeleri'nde E Grubu'nda yer alan Mısır, Uganda, Gana ve Kongo'yu geride bırakarak Rusya'ya gelmeyi başardı. Mısır, kupa öncesinde sırasıyla Kuveyt (1-1), Kolombiya (0-0) ve Belçika'yla (0-3) karşılaştı. Teknik direktör Hector Cuper'in kadroya çağırdığı oyuncular arasında dikkat çekenler 45 yaşındaki kaleci Essam El-Hadary, Ahmed Hegazi, Mohamed Elneny, Ramadan Sobhi, Trezeguet ve Mo Salah oldu.
Belki grubun favorisi değiller ancak dünyanın en formda oyuncusuna sahipler. Mo Salah, tek başına Mısır'ı turnuvanın en dikkat çekici takımlarından biri haline getirdi. Yıldız oyuncunun ilk maçta Uruguay'a karşı forma giyme durumu şüpheli fakat ev sahibi Rusya'yla oynayacakları maçta sahada olması bekleniyor.
Mısır, aşina olduğumuz bir Cuper takımı gibi savunmayı ön plana çıkaran bir anlayışa sahip. 4-2-3-1 dizilişiyle sahaya çıkan Cuper'in ekibi, hazırlık maçlarında pek iyi bir görüntü vermedi. Özellikle Salah için Mısır'ı heyecanla bekleyenler ekran başına oturduklarında umduklarını bulmaları zor. Gollü ve tempolu futbol beklemek yanlış olacaktır. Bunların yanı sıra Cuper'in aday kadrosunda Bragalı Ahmed Hassan'ın yer alamaması da şaşırtıcı bir tercih oldu. Bu seçimle birlikte Mısır, Dünya Kupası'na santrfor profiline sahip yalnızca bir oyuncuyla gidecek. (Marwan Mohsen)
En önemli başarısı: 1934 ve 1990'da finallere kalmayı başaran Mısır, bu iki turnuvada da gruptan çıkma başarısı gösteremedi. Hatta galibiyet dahi alamadı.
En önemli başarısı: 1934 ve 1990'da finallere kalmayı başaran Mısır, bu iki turnuvada da gruptan çıkma başarısı gösteremedi. Hatta galibiyet dahi alamadı.
Beklenti: Hali hazırda gol atmakta sıkıntılı olan Mısır, Mo Salah'ın sakatlığı ve Ahmed Hassan'ın yokluğunda kaleye gitmek de oldukça problem yaşayabilir. Kasımpaşa'dan tanıdığımız Trezeguet onlar adına öne çıksa da gruplardan bir adım ileri gitmeleri zor gözüküyor. Ancak ikinci olup son 16'ya kalmaları halinde muhtemelen B Grubu lideri olacak İspanya'yla eşleşme ihtimalleri var. Bu da yeni bir Ramos-Salah eşleşmesi doğurabilir.
İyi bilgi: Mısır'ın 23 kişilik kadroda bulunan savunma oyuncusu Saad Samir'in Instagram'da 2 milyon, Twitter'da ise 1 milyon takipçisi bulunuyor.
Suudi Arabistan (Dünya Sıralaması: 67)
Suudi Arabistan, Asya Elemeleri B Grubu'nda 10 maçta 19 puan toplayarak Japonya'nın ardında ikinci oldu ve Dünya Kupası finallerine katılmaya hak kazandı. Hollandalı teknik adam Bert van Marwijk'le elemeler sonrası yollarını ayırıp Edgardo Bauza'yla anlaştılar. Fakat Bauza'yla da ilişkileri çok uzun sürmedi ve sonunda bir başka Arjantinli Juan Antonio Pizzi'yle Dünya Kupası'na gelme kararı aldılar.
9 Mayıs'tan bu yana, sırasıyla, Cezayir (2-0), Yunanistan (2-0), İtalya (1-2), Peru (0-3) ve Almanya'yla (1-2) hazırlık maçı oynadılar. Kupaya gelen ülkeler arasında en çok hazırlık maçı oynayan takım olabilirler. Tabi ki bu durumda Pizzi'nin takıma alışma süreci de etkili olmuştur. Şili'yle Güney Amerika Elemeleri'nde kupanın dışında kalan Pizzi'nin Suudi Arabistan kadrosunda dikkat çeken isimler Osama Hawsawi, Yahya al-Shehri, Fahad al-Muwallad, Salem al-Dawsari ve Mohammad al-Sahlawi oldu.
Pizzi takımını genel olarak 4-2-3-1 şeklinde sahaya dizerken, Almanya ve İtalya gibi takımlara karşı ise bu diziliş 4-1-4-1 görünümü de alabilir. Takımın golcüsü al-Sahlawi'nin arkasında 3 ofansif orta sahayla oynayan Pizzi, topu olabildiğince hızlı bir şekilde hücum bölgesine aktarmayı amaçlıyor. Bu noktada Yahya al-Shehri, Fahad al-Muwallad ve Salem al-Dawsari'ye büyük iş düşecek. Fakat savunmadaki zaafları onları turnuvada oldukça zorlayacak gibi gözüküyor.
En önemli başarısı: Bundan önce 4 Dünya Kupası'na katılan Suudi Arabistan, ilk kez 1994'te bu heyecanı yaşamıştı. Nitekim takımın en önemli başarısı da 1994'te geldi. Dünya Kupası tarihinde sadece 2 galibiyeti bulunan Suudi Arabistan, bu galibiyetlerin tamamını 1994'te alarak gruptan çıkmayı başarmıştı. Ancak son 16'da turnuvayı üçüncü olarak tamamlayacak İsveç'e elenerek eve dönmüşlerdi.
Beklenti: Gerçekçi olmak gerekirse grubun kağıt üzerinde en zayıfı olduklarını söylemek çok zor değil. O nedenle alacakları 1 puan bile onları eve mutlu döndürecektir. Dünya Kupası tarihlerinde alacakları 3. galibiyet ise onlar için rüya gibi bir sonuç olur.
İyi bilgi: Suudi Arabistan, 176.2 cm boy ortalamasıyla turnuvadaki ülkeler arasında en kısa boy ortalamasına sahip takım olacak.
Maç Takvimi:
14 Haziran Perşembe
18:00 Rusya-Suudi Arabistan
15 Haziran Cuma
15:00 Mısır-Uruguay
19 Haziran Salı
21:00 Rusya-Mısır
20 Haziran Çarşamba
18:00 Uruguay-Suudi Arabistan
25 Haziran Pazartesi
17:00 Uruguay-Rusya
17:00 Suudi Arabistan-Mısır
21:00 Rusya-Mısır
20 Haziran Çarşamba
18:00 Uruguay-Suudi Arabistan
25 Haziran Pazartesi
17:00 Uruguay-Rusya
17:00 Suudi Arabistan-Mısır
Grup Tahminim:
1- Uruguay 9
2- Rusya 4
3- Mısır 4
4- Suudi Arabistan 0
2 Nisan 2018 Pazartesi
Fâni
1
Cumartesi akşamı, saat 21:45. Keyifli bir maç izlemek için televizyonun başına oturdum. Karşımda iki seçenek vardı: Sevilla-Barcelona ve Juventus-Milan. Torino'daki randevuyu tercih etmeye daha sıcak bakıyordum. Hem mazisi olması açından hem de Serie A'daki şampiyonluk yarışını direkt etkilemesinden ötürü gözlerimi İtalya'ya çevirmeye hazırdım.
Diğer tarafta ise Sevilla-Barcelona. Beni bu tarafa çeken pek çok etken vardı elbette. Ancak bunlardan bir tanesi oldukça öne çıkıyordu: Lionel Messi. Barcelona'nın La Liga'da zirvede sağladığı konfordan olsa gerek Valverde, hafta içi Şampiyonlar Ligi'ndeki Roma maçını da düşünerek Messi'yi yedek bırakmıştı.
Buna rağmen iki maç arasında kararsız kaldım ve kendimi mega beyinlerin bize bahşettiği teknolojinin kollarına bıraktım. Telefondan Juve-Milan maçını takip ederken, televizyondan Sevilla-Barcelona maçına göz atmaya başladım. Açıkçası, ilk 45 dakika İtalya'da olan biten beni daha çok cezbetti. İşin içine Bonucci'nin eski takımına golü de eklenince olay, daha ilgi çekici bir hale gelmişti.
Ta ki La Liga'da bu sezon namağlup olan Barcelona 2-0 geri düşene dek. Luis Muriel'in 50. dakikadaki golünden sonra Ramon Sanchez Pizjuan'da tempo tavan yapmış; kontrolü kaybeden Barça arkada inanılmaz boşluklar vermeye başlamıştı. 58'de ise bu yazıyı yazmama sebep olacak adamlardan ilki oyun girdi. (Bunun dışında pek çok unutulmayacak yazının da sebebi olmuştur, şüphem yok.)
Oyun öyle bir hal almıştı ki Messi'nin bile bir şeyler yapması mümkün gözükmüyordu. Sevilla, Muriel ve Navas'la etkili kontralara çıkıp bunları cömertçe harcıyordu. Barcelona'ya karşı yapılabilecek en büyük hatanın bu fırsatları değerlendirememek olduğunu ise son düdükle beraber idrak edeceklerdi.
88'de sağ kanattan kullanılan korneri arka direkte bitiren Luis Suarez'in, bu sezon ilk mağlubiyetini alacak olan Barcelona'nın maçtaki tek golünü attığını düşünmüştüm. 1 dakika sonrasındaysa futbolun günümüzdeki elçilerinden biri, düşüncelerimi paramparça etti. Messi, sol ayağıyla plaseyi vurduğunda günlük bir ihtiyacını karşılıyor gibi rahattı. Kaleci Sergio Rico müdahale etmesine rağmen topun çizgiyi geçmesine engel olamadı.
2
Cumartesi akşamı, saat 23:45. Keyifli bir futbol gecesi geçirmenin hazzıyla Twitter'da dolanıyordum. Timeline'a düşen Zlatan'ın enfes golüyle bu gecenin burada bitmeyeceğini anladım. Kameralarımı anında Los Angeles'a çevirdim. LA derbisinde Galaxy, 3-0'dan 3-3'e gelmiş ve beraberlik golünü, hafta içinde gazeteye tam sayfa ilan vererek şehre geleceğini açıklayan İsveçli efsane Zlatan Ibrahimovic atmıştı.
Son 10 dakikalık bölüme yetişmiş olsam bile futbolun günümüzdeki elçilerinden bir diğeri beni hüsrana uğratmadı. 90. dakikada Zlatan'ın kafa vuruşuyla gelen galibiyet golü sonrası, Stubhub Center çılgına dönmüştü.
Kariyerinin sonbaharını yaşayan İsveçli, Los Angeles'ta yapacakları hakkında bir önizleme sunmuştu. Hafta içi gazete ilanında 'Welcome to Zlatan' derken, bunun altında yatan mesajı da halka net bir şekilde ulaştırmıştı.
3
Pazar sabahı, saat 10:30. Ülkemizde de gelişmekte olan internet dizilerinin son incilerinden 'Şahsiyet'in başrolündeki Haluk Bilginer'in söyleşisine rastladım. Söyleşide gazetecinin yaşı hakkında sorduğu bir soruya verdiği cevap ve referansı, bu yazının tamamlanmasına şu şekilde katkıda bulundu: ''Öleceğini bilen tek yaratık insan. Sona yaklaşıyoruz. Shakespeare’in dediği gibi, “Zaman en büyük düşmanınız. Doğduğunuz andan itibaren sizi ölüme doğru sürükleyen bir şey”.''
Zlatan yolun sonuna daha yakın ancak belki de tarihin en iyisi Messi'nin de yıllandığı aşikâr. Her ne kadar bu adamların sona yaklaştığını kabul etmek istemesek de bunun yaşanacağını biliyoruz. O zamana kadar sonunu düşünmeden ve değerini bilerek onları izlemeye devam edelim. Kaybedince gözümüzde ve gönlümüzde kıymetleri daha da katlanacak. Fakat esas olan 'Keşke bir Messi maçı daha izleseydim...' dememek.
En nihayetinde, bütün bunlar bir gün sona erecek; bildiğiniz üzere hepimiz gibi onlar da birer fâni.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)