23 Aralık 2011 Cuma

İlk yarının ardından

İlk yarının ardından kimsenin alışık olmadığımız bir devreyi geri de bıraktık.Puanlar geçtiğimiz yıllara göre az,gollerde bu durumla doğru orantılı olarak düşük.Böyle istatistliklerin ortaya çıkmasındaki en büyük etken herkesin bildiği gibi Play-off sistemidir.Bu sisteme bağlı olarak hafta içi oynanan maçlar, yorgunluk ve en kötü ilk dörte girme hedefi bu puan cetvelini ortaya çıkardı.Tabi ki şike soruşturması nedeniyle ligin şaşkınlık ve belirsizlik içinde devam etmesi de etkenlerden biri.Fakat bütün olumsuzluklara rağmen ligin ilk yarısını kazasız belasız atlattık.Bu olumsuzlukları bir kenara bırakıp ilk yarının bana göre 'en'lerini yazmak istiyorum.Her ne olursa biz bu oyunu seviyoruz, diyerek değerlendirmeme  başlıyorum.


Galatasaray-Manisaspor maçından görmediklerinizİlk yarının takımı: Galatasaray
Futbolda bir takım oluşturmak ve bu takımın birbirine alışması yani takım kimyasını oluşturması biraz zaman isteyen bir iştir.Fakat Galatasaray takım kimyasını çok erken oturtmaya başladı.Bu durumda en büyük etken Türk futbol tarihinin en başarılı teknik adamlarından Fatih Terim'in takımın başında olmasıdır bence.Fatih hoca, Galatasaray'ın son 2-3 sezonda kaybettiği takım ruhunu ve kimyasını geri getirmeye başladı ve bu durum sonuçlara da yansımaya devam ediyor.İlk yarıyı lider kapatan Galatasaray'ın izlediği transfer politikasının ne kadar iyi işlediğinide görüyoruz.Aslında geçtiğimiz yıllarda da transfer için izlenen politika yanlış değildi.Ama bu Fatih hoca faktörü ve transferler birleşince ortaya çok iyi bir takım çıktı.


Ancak Galatasaray'ın daha yolu var.Bu sadece yapılabilecek en iyi başlangıçlardan biri Galatasaray adına.Artık günümüz futbolunda oyunun iki yönünü oynayabilen orta sahalar önem kazandı.Ligimizde bunu en iyi yapan yerli futbolculardan biri Şelçuk İnan.Melo'nun defansif yönü biraz daha ağır gibi görünüyordu ligin başlarında.Fakat attığı gollerle ofansif yönününde güçlü olduğunu gösterdi Melo.

Galatasaray bence ilk yarının en iyi takımı.Zaten puan cetvelinde de göründüğü gibi.Takım iyiye gidiyor.Bu durum Galatasaray taraftarınıda oldukça mutlu ediyordur.

İlk yarının yerli futbolcusu: Burak Yılmaz
Trabzonspor-Orduspor maçından kareler
Geçen sezon bıraktığı yerden devam ediyor Burak."Ben her zaman açık ve gerçekçi konuşmak taraftarıyım. Trabzonspor’a gelirken herkes gibi ben de son şansım olduğunu biliyordum.”diyor golcü oyuncu.Bu sezon ilk yarıda adeta Trabzonspor'u aldı sırtına ve götürebildiği kadar götürdü, kaleci Tolga'yla beraber.Burak günündeyse onun karşında olmayı kimse istemez heralde.Oynadığı 14 maçta 16 gol atan Burak Yılmaz gollerini sezon sonuna kadar devam ettirebilecek mi?
Bence ilk yarının tartışmasız parlayan yıldızı ve en iyi yerli futbolcusu Burak Yılmaz.


İlk yarının yabancı futbolcusu:
Johan Elmander
Türk futboluna uygun forvetlerden biri Elmander.Fiziği kuvvetli,uzun boyuna rağmen top tekniği yüksek,hava toplarına hakim ve tam bir pivot santrafor.Son zamanlarda İsveç'ten çıkan santraforlar genellikle bu bahsettiğim özellikleri taşıyor.Özellikle İbrahimovic ve Elmander.Tabi ki İbra bir kaç gömlek üstün fakat tarz olarak aynılar bence.Futbolumuzda Hakan Şükür'le tanıdığımız pivot santrafor kavramını taşıyan bir oyuncu.
Galatasaray'a katkı sağladığı kesin.Net bir transfer.Taraftar tarafından gayet seviliyor.Başarısına ikinci yarı devam edeceğine şüphe yok kadar az.


Galatasaray-Fenerbahçe maçından görmedikleriniz

İlk yarının teknik adamı:
Fuat Çapa 
Bu tamamen benim şahsi fikrim.Gülebilirsiniz ama Fuat Çapa yeni dönem yerli hocalardan atak fuboluna önem veren en yetenekli teknik adamlardan biri.Bence Gençlerbirliği'ni şuan için taşıdığı yer yeterli.Fakat üstüne daha fazlasını koyarak sezon sonunu geireceğine inanıyorum.
Yetenekli bir kadro, yetenekli bir hoca.İnişte olan Ankara temsilcilerinin arasında parlayan tek takım Gençlerbirliği.İlk yarının teknik adamı Fuat Çapa.


İlk yarının golü:
Mert Nobre(Kayserispor-Mersin İdman Yurdu)
Ben susuyorum gol konuşsun.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder